BAŞA GELEN OLAYLARIN KADER CİHETİ
BAŞA GELEN OLAYLARIN KADER CİHETİ
“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder. ” Şura. 30.
Başımıza Gelen Musibetler: Sebepleri ve İbretli Örnekler
Giriş
Kur’an-ı Kerim, insanoğlunun karşılaştığı zorlukların ve musibetlerin sebeplerine dikkat çeker. Şura Suresi’nin 30. ayetinde Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah çoğunu affeder.”
Bu ayet, insanın karşılaştığı sıkıntıların, çoğu zaman kendi davranışlarının bir sonucu olduğunu vurgular. Allah, adalet sahibi olduğu gibi merhamet sahibidir ve birçok günahı affeder. Ancak, bazı musibetler insanın kendini düzeltmesi ve ders alması için bir uyarı niteliği taşır.
Bu makalede, insanın davranışlarının musibetlere etkisini ve bu konuda İslam tarihinden ibret verici örnekleri ele alacağız.
İnsanın Sorumluluğu ve İlahi Adalet
Kur’an’a göre insanın başına gelen belalar, çoğu zaman onun hatalı davranışlarının bir neticesidir. Ancak Allah, kullarını tamamen terk etmez; aksine, onları uyarır ve hatalarını düzeltmeleri için fırsatlar sunar.
1. Günahların Sonuçları
İnsan bazen Allah’ın emirlerine karşı gelir, haram olan şeylere yönelir ve kendi nefsini yüceltir. Bu tür davranışlar, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sıkıntılara yol açabilir. Kur’an, geçmiş kavimlerin bu sebeplerle helak edildiğini defalarca hatırlatır.
Örneğin, Lut kavmi, ahlaksızlıkları nedeniyle Allah’ın azabına uğramış, yerle bir edilmiştir (Hud Suresi, 82-83). Aynı şekilde, Semud kavmi peygamberlerini yalanlamış ve sonunda korkunç bir sesle helak edilmiştir (Şuara Suresi, 141-158).
2. Musibetlerin Hikmeti
Allah, kullarına bir zarar vermek için değil, onları uyarmak ve eğitmek için musibetler gönderir. Bu sıkıntılar, insanın kendine çeki düzen vermesi, tevbe etmesi ve Allah’a yönelmesi için bir fırsattır. Nitekim, Bakara Suresi 286. ayette, Allah’ın hiç kimseye gücünün yetmeyeceğinden fazlasını yüklemediği belirtilir.
İbretli Örnekler
1. Uhud Savaşı ve İtaatsizliğin Bedeli
Uhud Savaşı, Müslümanlar için önemli bir ibret vesilesidir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), okçulara kesin bir emir vererek tepeyi terk etmemelerini istemişti. Ancak okçuların bir kısmı, ganimet toplamak için bu emre uymadı ve İslam ordusu büyük bir yenilgiyle karşı karşıya kaldı. Bu olay, ilahi emirlere itaat etmenin önemini ve itaatsizliğin nasıl bir musibete yol açabileceğini açıkça göstermektedir.
2. Karun’un Helakı
Karun, servetiyle övünen ve kendini Allah’tan müstağni gören bir kişiydi. Onun bu kibri, servetiyle birlikte yerin dibine geçirilmesine sebep oldu (Kasas Suresi, 76-81). Karun’un hikâyesi, mal ve mülkün şükürsüzce kullanılması durumunda nasıl bir felakete dönüşebileceğini gösterir.
3. Ebrehe ve Fil Olayı
Ebrehe, Kâbe’yi yıkmak için büyük bir orduyla yola çıkmıştı. Ancak Allah, küçük bir kuş ordusu ile onu ve ordusunu yerle bir etti (Fil Suresi). Bu olay, Allah’a karşı gelenlerin nasıl bir akıbete uğrayacağının en açık örneklerinden biridir.
Günümüzden Çıkarılacak Dersler
Kur’an ve hadislerde yer alan bu tür olaylar, bugün de insanlığın rehberi olmalıdır. Bireysel ve toplumsal olarak yaptığımız hatalar, çevre kirliliği, ahlaki çöküş, adaletsizlik ve savaşlar gibi sorunlara yol açmaktadır. İnsan, kendine ve çevresine karşı sorumlu davranmadığında, bunun sonucu olarak sıkıntılar ve musibetlerle karşılaşır.
Örneğin:
Doğal Afetler: Çevreye zarar veren faaliyetler, iklim değişikliği ve doğal felaketlere yol açmaktadır. Bu tür olaylar, insanın dünya üzerindeki sorumluluğunu unutmaması gerektiğini hatırlatır.
Toplumsal Çöküş: Ahlaki değerlerin kaybolması, aile yapılarının bozulması ve toplumsal adaletsizlikler, toplumların huzurunu kaçırmaktadır.
Sonuç
Şura Suresi’nin 30. ayeti, insanın davranışlarının sonuçlarını ve Allah’ın merhametini anlamamız için önemli bir uyarıdır. İnsan, karşılaştığı musibetleri birer ibret vesilesi olarak görmeli ve kendini düzeltmeye çalışmalıdır. Allah, affedicidir ve her musibet, bir uyarı olduğu kadar, insanı olgunlaştırma yolunda bir fırsattır.
Tevbe ederek Allah’a yönelmek, sorumluluklarımızı yerine getirmek ve ahlaki değerlere sahip çıkmak, hem dünyada hem de ahirette huzur bulmanın anahtarıdır. Unutulmamalıdır ki, Allah’ın adaleti şaşmaz ve her musibet, bir hikmete dayanır.
******-*********
Gazzeye bomba atılması için İsraile bombalar verip, Gazzeyi harabeye çeviren abd, çıkan yangından harabeye dönen yerler için,
“ATOM BOMBASI ATILMIŞ GİBİ”
Los Angeles Bölge Şerifi Robert Luna ölü sayısıyla ilgili, “Bunu size söylerken bile, dudaklarımdan dökülürken, sayıdan dolayı gerginim. Asıl soru, bu yangın büyüyecek mi? Umarım büyümez ama yıkıma bakılırsa büyüyecek… Bu bölgelere atom bombası atılmış gibi görünüyor. İyi haberler beklemiyorum.” diye konuştu.
Ne garip bir tecelli!
************
Kuran-ı Kerim’de dünyadaki azabı bildiren ayetler.
25: O korkunç kum fırtınası, Rabbinin emriyle her şeyi devirip yerle bir ediyordu. Böylece, o zâlimlerin kumlar altında kalan harap olmuş evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. Biz, günaha batmış inkârcı bir toplumu işte böyle cezalandırırız! 26: Halbuki onlara size vermediğimiz imkânları vermiştik. AHKAF.25.26.
Kur’an-ı Kerim’de dünyadaki azaba dair birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler genellikle Allah’ın azabından sakınmayı, geçmiş kavimlerin helak edilme sebeplerini ve insanlara uyarılar yapılmasını konu eder. İşte bazı ilgili ayetler:
Geçmiş Kavimlerin Helakıyla İlgili Ayetler:
1. Hud Suresi, 100-101. Ayetler:
“İşte bu, zulmeden memleketlerin haberlerindendir ki, sana anlatıyoruz. Onlardan birçoğu hâlâ ayakta, birçoğu da biçilmiş bir ekin gibi yok olmuştur. Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiğinde Allah’tan başka taptıkları tanrıları onlara hiçbir fayda sağlamadı ve kayıplarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.”
2. Araf Suresi, 4-5. Ayetler:
“Nice memleketler vardır ki, biz onları helak ettik; azabımız onlara geceleyin veya gündüz dinlenirlerken geliverdi. Azabımız onlara geldiğinde söyleyebildikleri tek şey, ‘Gerçekten biz zalimlerdik,’ demek oldu.”
3. Ankebut Suresi, 40. Ayet:
“Onların her birini günahı yüzünden yakaladık. Kimine taş yağmuru gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik ve kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyordu; fakat onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.”
Dünyadaki Azaplarla İlgili Genel Uyarılar:
1. Zümer Suresi, 26. Ayet:
“Allah onlara dünya hayatında rezilliği tattırdı. Ahiret azabı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi!”
2. Secde Suresi, 21. Ayet:
“Andolsun, belki dönerler diye onlara o büyük azaptan önce dünyada yakın bir azaptan tattırırız.”
3. Tevbe Suresi, 55. Ayet:
“Artık onların malları ve evlatları seni imrendirmesin. Allah ancak bunlarla onlara dünya hayatında azap etmek ve kâfir olarak canlarının çıkmasını ister.”
Münafıklara ve Kâfirlere Yönelik Azap Ayetleri:
1. Bakara Suresi, 85. Ayet:
“Sonra sizler, birbirinizi öldürüyor ve içinizden bir kısmını yurtlarından çıkarıyorsunuz. Günah ve düşmanlık yapmak üzere onlara karşı birleşiyorsunuz. Halbuki onlar size esir olarak gelirlerse fidyelerini verip kurtarıyorsunuz. Oysa onların çıkarılmaları size haram kılınmıştır. Şimdi siz Kitab’ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında rezillikten başka bir şey değildir. Kıyamet gününde de azabın en şiddetlisine itilirler. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.”
2. Nisa Suresi, 56. Ayet:
“Şüphesiz, ayetlerimizi inkâr edenleri ateşe sokacağız. Derileri piştikçe azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
Bu ayetler, hem bireysel hem de toplumsal olarak Allah’ın emirlerine karşı gelinmesi durumunda hem dünyada hem de ahirette azapla karşılaşılabileceğini göstermektedir. Kur’an-ı Kerim, bu uyarıları insanları doğru yola yönlendirmek ve tefekküre sevk etmek için verir.
Kuran-ı Kerim’de dünya hayatında insanların karşılaşabileceği azap, sıkıntı ve cezalar hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, genellikle insanların yaptıkları kötü davranışlar, isyanlar ve Allah’ın emirlerine karşı gelmeleri sonucunda dünyada karşılaşabilecekleri sıkıntıları bildirir. İşte bu konuyla ilgili bazı ayetler:
Araf Suresi, 7:94
Meal: “Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdikse, oranın halkını yalvarıp yakarsınlar diye mutlaka darlık ve sıkıntıya uğratmışızdır.”
Açıklama: Bu ayet, insanların peygamberlere karşı gelmeleri durumunda dünyada sıkıntı ve zorluklarla karşılaşabileceklerini bildirir.
Nahl Suresi, 16:112
Meal: “Allah bir şehri örnek verdi: (Halkı) güven ve huzur içindeydi, rızkı her yerden bol bol geliyordu. Ama Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıkları işler yüzünden açlık ve korku elbisesini tattırdı.”
Açıklama: Bu ayet, nimetlere şükretmeyen ve nankörlük eden toplumların dünyada açlık ve korku gibi sıkıntılarla karşılaşabileceğini ifade eder.